|
 |
|
MENÜ |
|
|
|
|
|
 |
|
Sağlık |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Birkaç basit yöntemle stresi yenin! |
Stres nedir?
Stres hayatın istekleri, çocuklar ve günlük sorumlulukların sizin başa çıkabileceğinizden daha çok olduğu zaman hissettiğiniz baskı veya gerilimdir. Stresliyken kaslarınız gerilir, kendinizi yorgun ve sinirli hissedersiniz ve normalde düzenleyebileceğiniz küçük şeyler sizi usandırır.
Çoğu gün birçok stresli işle uğraşırsınız; yere dökülmüş yemeği sakince temizlersiniz, yere atılmış kıyafetleri toplarsınız, siz telefonu kullanmadan önce çocuğunuzun 3. telefon konuşmasını bitirmesini sabırla beklersiniz... Bildiğiniz gibi bunlar aile yaşamının olumlu ve sevgi dolu yanıyla gelen anne-baba olmanın günlük eğlenceleridir. Ama bazı günler birçok küçük şey (belki de küçük değillerdir) üst üste gelir ve siz belki iyi uyuyamamışsınızdır ya da eşinizle tartışmışsınızdır ve yavaş yavaş sabrınızı kaybetmeye başlarsınız. Ardından da gerilim yükselir. Stresinizi kendinize dikkat ederek ve basit bir kaç yöntemle azaltabilirsiniz.
Stresinizi kontrol altında tutmak için öneriler
• Çocuğunuz varken günlük işler daha çok zaman alır. Koşuşturma içinde kalma hissini uzaklaştırmak için kendinize fazladan zaman ayırın. Çocuklarınız zamanın baskısı üzerinizden kalktıktan sonra daha iyi tepki vereceklerdir. “Mutlu Çocuklar Büyütme” adlı kitabın yazarı Steve Biddulph’a göre “Telaş, sevginin hırsızıdır.”
• Hangi konuların endişelenmeye değer olduğunu düşünün. Küçük işleri unutun ve onlarla ilgili bir şey yapmayın. Mesela kardeşlerinin birbirlerine iyi davranmasının önemli olduğuna karar verdiniz ve bu konuda müdahale etmeniz gerekiyor. Bu sırada tabakların lavaboda ya da bulaşık makinesinde olması gerektiğini durup düşünmeniz gereksiz. Enerjinizi gerçekten ailenin yararına olacak işler için harcayın.
• Olumlu düşünün. Kendinizle konuşmak, bir sonraki hareketinizi planlamak, kendinizin ve diğerlerinin yaptıklarını yorumlamak ve diğerleri. Kendinizle konuşmanız olumluysa, ruh haliniz de daha sakin ve rahat olacaktır. Örneğin; eğer kendinize “Bunu yapabilirim.” veya “Ben bunun kararını verebilirim” diyerek kendinizi cesaretlendirebilir ve daha rahat hissedebilirsiniz. Ama “Bu çok çok kötü.” ve “Umudum kalmadı.” gibi sözler tamamen zıttını yapar ve kendinize olan güveninizi azaltır. Kendinizle barışık olun. Çocuklarınızı cesaretlendirmekte iyisiniz bir de kendinizde deneyin.
• Günlük işlerinizin arasında kendinizi rahtlatın. Sakin bir müzik dinleyin, güzel bir kitap okuyun, aynı zamanda hem bedeninize hem de beyninize biraz mola verdirecek şeyler yapın.
• Bu basit ve hızlı rahatlama egzersizini deneyin.
Zihninizde ya da kaslarınızda bir gerilme hissettiğinizde şunları yapabilirsiniz:
1- Yavaş, derin bir nefes alın ve ve tekrar yavaşça bırakın. Buna devam ederken;
2- Omuzlarınızı düşürün ve ellerinizi serbest bırakın
3- Başınızı öne eğin ve çenenizi de serbest bırakın
4- Zihninizin ve bedeninizin rahatladığını hissedeceksiniz.
Sakin Kalma
Bazı günler sinirlerinizi kontrol altında tutmak için hızlı fikirlere ihtiyaç duyabilirsiniz.
Diğer anne-babaların yararlı bulduğu pratik önerilerimizi deneyebilirsiniz.
Öneriler
Serinkanlılığınızı yitirmeye başladığınızı hissettiğinizde bir ya da bir kaçını deneyin.
- Bir arkadaşınızı arayın
- Birkaç dakika temiz hava alın
- 10’a kadar sayıp kendinize “Sakin miyim?” diye sorun. Eğer cevap hayırsa evet olana kadar sayın
- Kahkaha atın. Gülmek gerilimi azaltır
- Enerjinizi harcayın
- En sevdiğiniz şarkıyı çalın
- Bir bardak su için, kendinize çay yapın
- Kendiniz ilgili güzel bir anınızı düşünün
- Yakınlarınıza sarılın
- Anılarınızın olduğu albüme ya da dosyaya bakın
|
|
Dikkat! Aldığınız gıdalar alerji yapabilir |
Zannedildiğinin aksine gerçek gıda alerjisi çok ender görülen bir durumdur. Çocuklarda % 1 veya en çok %2 oranında görülürken, erişkinlerde bu sayı 1000`de 1–2 dolayındadır.
Ancak yine de yaz aylarında sıcakların da etkisi ile gıdaların neden olduğu rahatsızlıklara çok sık rastlamaktayız.
Çocuklarda yaygın alerjiyi kışkırtıcı gıdalar inek sütü proteini, tavuğun beyaz yumurtası, buğday, soya fasulyesi, morina balığı ve yerfıstığı olarak karşımıza çıkar. Erişkinlerde kuruyemişler, meyveler(şeftali, kayısı, elma, çilek ve turunçgiller) ve sebzeler(kereviz, domates, soğan, sarımsak ve maydanoz) yaygın alerjenlerdir. Balık, midye, yengeç, karides gibi deniz ürünleri de alerjiye neden olabilirler.
Belirtiler Nelerdir?
Besin alerjileri kusma, kaşıntı, döküntü, egzama ve hırıltılı solunum gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Alerji konusunda özellikle yumurtaya dikkat edilmesi gerekiyor.
Yumurtanın özellikle akı, küçük ve yetişkin insanlar için besin alerjisine neden olabilirken, yumurtaya karşı alerjik reaksiyonların görülme sıklığı çocuklarda erginlere göre daha fazla oluyor. Besin alerjisi, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda ciddi hastalıklara hatta ölümlere bile neden olabilirken, besin alerjisinin tüm olumsuz etkilerinden korunmak için görülen ilk belirtilerde doktora başvurulup tedaviye başlanılması gerekiyor.
Gıda alerjisini yerfıstığına karşı olan alerji ile örneklendirmek gerekirse;
Yerfıstığı alerjisi özellikle çocuklar arasında giderek artmakta olan bir alerjidir. Alerji olayları her 50 çocukta bir ve her 200 yetişkinde bir görülmekte ve anafilaksiye (bir maddeye karsı gösterilen asırı hassasiyet) ve ölüme neden olmaktadır.
Bir çocuğun yerfıstığına karsı alerjisi olduğu çok küçük yaslarda belli olur. Çocuklar yerfıstığına karsı hassasiyetleri olduğunu yerfıstığını doğrudan doğruya yemek yanında daha başka yollardan da belli ederler. Bunlar arasında aşağıdaki durumları gösterebiliriz:
• Ana sütü yoluyla (annenin aldığı gıdalara bağlı olarak)
• Sık sık yerfıstığı veya içinde yerfıstığı bulunan gıdaları yiyen bir kişiyle yakın temasta bulunmak yoluyla
• Yerfıstığından yapılmış yağlarla vücuda masaj yapılması yoluyla
Eğer çocuk yerfıstığına karsı hassasiyet veya tepki göstermeye baslarsa ve bunu takiben yerfıstığı yerse ciddi alerjik tepki gösterebilir. Aşırı hassasiyeti olan kişiler az miktarda da olsa yerfıstığına karsı tepki gösterebilirler. Söylendiğine göre, bir tek yerfıstığının 1/2000`lik parçası bile alerji yapmaktadır.
Belirtiler yerfıstığını yedikten veya içinde yerfıstığı bulunan bir gıdayla temas ettikten hemen sonra görülebilir. Bunları aşağıda veriyoruz:
• Özellikle ağız kenarlarında kasıntı
• Dilin şişmesi
• Yüzün kızarması
• Soluk almakta zorluk
• Kramp ve mide bulantısı
• Kusma
• İshal
• Bilinç kaybı Mideye giren yerfıstığı hayatı tehdit edici tepkilere neden olabilir. Alerjik tepki, yerfıstığıyla veya içinde yerfıstığı olan gıdalarla deri veya göz yoluyla temas etmek hatta bu gıdaları koklamakla da meydana gelebilir. İyice saflaştırılmış yerfıstığı yağına alerjik kişilerin tepki göstermesi olasılığı pek yoktur. Yapılan araştırmalar saflaştırmanın yerfıstığı proteinini giderdiğini göstermektedir. Bununla birlikte, hassas olduğu bilinen kişiler, yağın içinde eser halinde bile yerfıstığı proteini kalmış olabileceği için, iyice saflaştırılmamış yerfıstığı yağından uzak durmalıdırlar.
• Yerfıstığı alerjisi, çocukların büyüdükçe direnç kazandıkları süt ve yumurta alerjisinden farklı olarak, erişkinlik ve yetişkinlik devrelerine kadar devam eder. Yerfıstığına karsı hassasiyeti olan kişiler yerfıstığı yemezlerse ve içinde yerfıstığı bulunan maddelerden uzak dururlarsa şiddetli alerjik tepkilerden kendilerini koruyabilirler.
• Satın aldığınız ve yediğiniz her gıda maddesinin üzerindeki etiketi okumanız ve bu gıdalarda yerfıstığından herhangi bir eser olup olmadığını kontrol etmeniz tavsiye edilir. Evin dışında bir yerde yemek yiyecekseniz yemeklerin içinde neler bulunduğunu ve nasıl pişirildiklerini sorun. Hem kendinizin hem de çocuğunuzun yerfıstığına karsı alerjisi varsa alerji belirtilerinin de bilinmesi önemlidir ve çocuğa yerfıstığı yememesi gerektiği öğretilmelidir. Okul ilgilileri de içinde olmak üzere diğer kişilere de çocuğun yerfıstığına karsı alerjisi olduğu söylenmelidir.
• Bilgi almak için ayrıca bir sağlık görevlisine de başvurabilirsiniz. Kendinizde veya çocuğunuzda yerfıstığına karsı herhangi bir alerjik tepki görürseniz çabuk hareket ederek hemen bir tıbbi tedavi yolu arayın.
Öneriler;
• İlk basamakta yiyeceklere ait bir not defteri tutmanızdır. Bu deftere birkaç haftalık bir periyotta yediğiniz ve içtiğiniz her şeyi yazın. Her türlü bulguyu ve bu bulguların gelişmesinin ne kadar zaman aldığını not edin.
• Bütün uzmanlar, gıda alerjisinden şüphelenen birisinin alerji ve bağışıklık dalında ihtisas yapmış bir hekime muayene olmasını önermektedirler. Hekimden teşhis ve tedavi planı ile maliyeti hakkında bilgi alınmalıdır. Yapılacak testlerin bilimsel değerinin kabul edilmiş standartlara uyup uymadığı yine hekime sorulmalıdır.
• Gıda alerjisinin teşhisi titiz bir anamnez (sorgulama), fiziki muayene, uygun hazırlanmış diyet ve diğer durumları ayırt edici tanısal testler ile konulabilir. Testler alerjik deri testleri, kan testleri veya şüphelenilen gıdalar için "hariç tutma ve deneme" testlerini içerebilir.
• Şayet size gıda alerjisi tanısı koyulduysa potansiyel gıda alerjeni kaynaklarını tespit etmek için yiyecek etiketlerini çok dikkatli inceleyiniz.
• Şayet bir lokantada yemek yiyorsanız şüphelendiğiniz yemeklerin içerikleri hakkında lokanta sorumlusundan bilgi alınız. Yanınızda epinefrin (adrenalin) bulundurun ve nasıl uygulanacağını öğrenin.
• Şayet bir reaksiyonun başladığını fark ederseniz semptomun ciddiyeti hafif bile olsa hemen tıbbı yardım arayın. Hafif semptomlar 10–60 dakika sonra çok ciddi problemlere dönüşebilir.
|
|
Ramazanda sağlığa dikkat |
27 Ağustos 2008 Çarşamba 14:51
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 3 öğünün tamamlanması ve sahurun atlanmaması gerektiğini söyledi.
Çom, toplumsal hayatta önemli bir yer teşkil eden ramazan ayında dini bir vecibenin yerine getirilmesi için oruç tutulduğunu, bununla birlikte günlük yaşamda önemli değişiklikler olduğunu dile getirdi.
Oruç tutanların ramazan ayında günlük beslenme şekillerini ve öğün sayısını değiştirdiklerini anlatan Çom, bu dönemde 3 ana öğünün 2 öğüne indirildiğini, özellikle hamur işi, tatlı, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin arttığını belirtti.
Çom, "Oysa oruç tutarken, sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleriyle yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır" dedi.
Seracettin Çom, şunları kaydetti:
"Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olur."
Sahur öğününün ağır yemeklerden oluşması halinde, metabolizma hızı gece düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riskinin arttığına işaret eden Çom, "Bu nedenle mutlaka sahura kalkılarak, süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kuru baklagillerden oluşan bir öğün tercih edilmelidir" diye konuştu.
Çom, "Kronik hastalığı olanların ilgili uzman hekime danışmadan oruç tutmamaları gerekir" uyarısında bulundu.
|
|
|
Bugün 4 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
 |
|
ANKET |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|